21 Aralık 2020 Pazartesi
KABLOSUZ AĞLARDA GÜVENLİK AÇIKLIKLARI
Bu makalede, kablosuz ağlara ne tür saldırılar gelebileceğine değinilecektir. Saldırı çeşitleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için CWNA Official Study Guide 4th Edition kitabına göz gezdirebilirsiniz.
Sahte Wireless Cihazları:
Sahte Wireless cihazları veya erişim noktası, network yöneticilerinin bilgisi dahilinde olmayan kablosuz ağ cihazının yetkisiz bir şekilde ağa dahil olmasıdır. Potansiyel saldırganlara kapı açarak ağa dahil olmalarını sağlamaktadır.
Eğer saldırganların ağa direkt olarak erişimi var ise, bu tarz cihazlar ağa zararlı yazılımlarla dahil olabilmektedir. Çalışanlar tarafından fark edilmeyerek kalıcı etkiler bırakabilmektedir. Çözüm Önerisi:
Kurum bünyesindeki ağ cihazlarına ait güvenlik denetimi arttırılarak sahte wireless cihazlarının ağa dahil olması önlenmelidir.
Noktadan Noktaya Saldırılar:
Aynı erişim noktasına bağlı cihazların birbiri tarafından zafiyetlerin sömürülmesi ve saldırıya uğramasıyla gerçekleşmektedir.
Çoğu sağlayıcı “Client Isolation” opsiyonunu kullanarak, aynı erişim noktasına bağlı cihazların birbiri ile haberleşmesini engelleyerek, bu saldırı çeşidini ortadan kaldırmaktadırlar. Çözüm Önerisi:
Wireless cihazlarına ait noktadan noktaya bağlantıları noktasında ağın güvenliği için haberleşmenin güvenli kanallar üzerinden yapılması önerilmektedir.
Kulak Misafiri Saldırısı (Eavesdropping):
Bu tür saldırılar, cihazların birbiri ile haberleşirken kablosuz ağ trafiğinin dinlenmesi ile ortaya çıkan saldırılardır. İki tür saldırı çeşidi bulunmaktadır.
İlk olarak, sıradan bir kulak misafirliğinde ya da başka bir deyişle WLAN keşfedilmesi, aktif olarak kablosuz ağ erişim noktalarının taranmasıdır.
İkinci olarak, zararlı kulak misafirliğinde illegal olarak davranılmaktadır. Bu saldırı türünde erişim noktası ile kullanıcı arasındaki veri transferi dinlenilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle, ağınızı şifrelemek gereklidir. Çünkü şifrelenmemiş herhangi bir noktayı saldırgan dinleyebilmektedir. Çözüm Önerisi:
Eavesdropping saldırılarına karşı alınması gereken çözüm haberleşmenin şifreli kanallar üzerinden gerçekleştirilmesidir.
Parola Kırma Saldırıları:
Bu saldırılarda, saldırgan kablosuz ağının parolasını kırmaya çalışmaktadır. WEP standardı kullanan ağlar bu saldırılar için daha uygun bir nokta oluşturmaktadır. Kolayca, beş dakikalık bir süre zarfında kırılabilmektedirler. WPA2- WPA3 gibi daha güvenli bir şifreleme standardı kullanılması ağınız için daha güvenli bir nokta oluşturmaktadır. Çözüm Önerisi:
Parola kırma saldırılarına karşı alınması gereken en büyük önlem kablosuz ağ cihazının WEP modundan çıkarılmasıdır. WPA2 – WPA3 gibi güçlü protokolleri kullanılması bu tarz saldırılar için önem taşımaktadır.
Kimlik Doğrulama Saldırıları:
WPA ve WPA2 standardı kullanılan ağlarda, kablosuz ağ ve istemci arasındaki kimlik doğrulama çerçevesi yakalanarak offline olarak sözlük saldırısı ile gerçekleştirilen bir saldırı türüdür.
WPA ve WPA2 ağları için kaba-kuvvet saldırıları yapılarak ağınızın parolası elde edilmeye çalışılmaktadır. Ağınızın daha güvenli olması için uzun karakterli, sembolü bulunan ve tanıdık olmayan parolalar kullanılması bu noktada önem taşımaktadır. Çözüm Önerisi:
Kimlik doğrulama saldırılarına karşı alınması gereken önlem şifrenizin fazla ve çeşitli sayıda karakter içermesidir.
MAC Sahtekarlığı:
Ağ içinde MAC adresi değiştirilerek başka bir kullanıcı gibi davranılması üzerinden gidilen bir saldırı çeşididir. Saldırıyı gerçekleştirmek oldukça basittir; çünkü, güvenlik ve MAC adreslerinin kontrolü için kullanılan MAC filtreleme işlemi basitçe atlatılabilmektedir.
Güvenlik noktasında mimari olarak bir güvenlik şekli ele alınmalı ve diğer güvenlik araçları ile güçlendirilme sağlanmalıdır. Çözüm Önerisi:
Ağdaki son noktalarda(Endpoint) tehdit önleyici(Threat Protection) yazılımlar kullanılarak Mac sahteciliğinin önüne geçilebilmektedir.
Yönetim Paneli Sömürülmesi:
Bu tür saldırılarda, saldırgan kablosuz ağ ile bağlantı kurduktan sonra web ara yüzü veya konsol erişim noktası üzerinden ağ cihazına erişip sömürmesi ile oluşmaktadır.
Varsayılan erişim bilgileri internette bulunmaktadır, bu tür saldırıları önlemek için varsayılan kimlik bilgilerini değiştirmek zaruridir. Çözüm Önerisi:
Yönetim panellerinin sömürülmesinin önüne geçilmesi noktasında, varsayılan kimlik bilgilerinin değiştirilmesi ve ağ cihazlarını güncellenmelidir.
Wireless Gaspı (Wireless Hijacking):
Saldırgan, kablosuz ağ noktasının ID’si (adı) ile aynı olacak şekilde bir erişim noktası açmaktadır. Açtığı erişim noktasını yayınlayarak kullanıcıları kendi erişim noktasına çekmektedir. Saldırının farklı bir türü Evil Twin metodu olarak da geçmektedir.
Erişim noktasını yayınladıktan sonra saldırgan bekleyerek kurbanlarının ağa dahil olmasını beklemektedir. Kullanıcılar ağa bağlandıktan sonra noktadan noktaya saldırısında olduğu gibi kurbanların ağ trafiğini dinlemektedir. Çözüm Önerisi:
Wireless Hijacking saldırılarının önüne geçilmesi için Access point cihazının bağlantı kurduğu cihazlarla arasında güçlü ve şifrelenmiş bir session ID kullanması gerekmektedir.
Servis Dışı Bırakma Saldırısı:
DoS saldırısı olarak da adından çokça bahsettiren DoS saldırısı farklı katmanlarda gerçekleşebilmektedir.
Katman 1 noktasında Jamming saldırıları gerçekleştirilerek, kullanıcıların erişim noktalarına bağlanamaması için bozucu sinyaller yollanmaktadır.
Katman 2 noktasında farklı çeşitte saldırılar bulunmaktadır. Saldırgan erişim noktasına Flood saldırıları yaparak devre dışı bırakabilmektedir. Çözüm Önerisi:
Genellikle mesh topolojilerinde karşılaşılan bu saldırı türünde ağdaki cihazların yönlendirme algoritmalarını bu tür saldırılara karşı konfigüre edilmesi önerilmektedir.
Sosyal Mühendislik:
Popüler olarak bilinenlerin yanı sıra en başarılı saldırganlar bile kablosuz ağ saldırılarını yazılımlar veya araçlar ile değil, sosyal mühendislik ile gerçekleştirmektedirler.
İnsanlar manipüle edilerek bilgi toplanılmaktadır. Bu tür saldırıların önüne geçilmesi için insanların veya çalışanları güvenlik prosedürleri noktasında eğitilmesi gerekmekte ve düzenli olarak parola değişikliği üzerinde durulması gerekmektedir. Çözüm Önerisi:
Kurum çalışanlarına belirli periyotlarda farkındalık eğitimleri verilmelidir. Kurum çalışanlarına verilecek bu eğitimlerde olası risklerden bahsedilmelidir.
28 Eylül 2020 Pazartesi
Günümüzün Mesleği; Sosyal Mühendislik
Kübra Eskalan - Sızma Testi Uzmanı
Günümüzün Mesleği; Sosyal Mühendislik
Sosyal mühendislik, sistemlerdeki insan
faktörünü kullanıp etkileşim sağlayarak gizli kalması gereken bilgilerin ortaya
çıkarılması eylemidir. Bir nevi insanları manipüle etme tekniğidir.
Siber saldırganlar sosyal
mühendislik saldırılarını oldukça fazla kullanmaktadır. Çünkü genellikle
bir kişinin güvenini kazanıp parolasını veya kişisel bilgisini vermesi için
kandırmak, parolanın kırılması veya kişisel bilginin ele geçirilmesinden daha
kolaydır. Burada çoğu sistem için insan faktörü en tehlikeli açık olma
niteliğindedir. Sosyal mühendislik saldırılarında başarı durumunu en çok
etkileyen faktör ise saldırganın manipüle etme yeteneğidir. Çünkü başarılı
manipüleler ile kurbandan istenen eylemler yerine getirilmektedir. İkna edebilmek,
istenilen doğrultuda kişiye evet dedirtme sanatıdır.
Sosyal mühendislik saldırıları internet üzerinden ya da fiziki etkileşimler ile gerçekleşebilmektedir. Bunun için insanların eylemlerinin ne üzerine kurulu olduğu hakkında araştırma yaparak manipüle safhası için büyük yol kat edilebilir. Günümüz teknoloji çağında ise insanların zaaflarını bulma konusunda sıkıntı yaşandığı söylenemez. Bu yüzden sosyal mühendislik firmalar için en tehlikeli saldırı yöntemlerinden biridir. Çünkü firmalar sistemlerinde teknik bir açık bulunmadan da bu saldırıya maruz kalabilmektedirler. Bu yönüyle geleneksel saldırılardan oldukça farklıdır. Kime ne koşullarda güvenmemiz gerektiğini bilmemiz gerekmektedir. Kendi firmanız için alabildiğiniz tüm fiziki önlemleri almışsınızdır. Fakat kapıda tamirci olduğunu ve içeri girmesi gerektiğini söyleyen bir kişinin sözlerinin doğruluğunun kontrol edilmeden içeri alınmasına izin verilmiştir. O halde bu durumun beraberinde getireceği risklerden sizi fiziksel önlemleriniz korumamakta olduğunu geçte olsa fark edeceksinizdir.
Sosyal Mühendislik Saldırılarından Korunmak
Artık birçok siber saldırının doğrudan veya dolaylı yoldan sosyal
mühendislik içerdiğini söyleyebiliriz. Bu tehditten kendimizi korumak için
hem bireysel hem kurumsal olarak birtakım güvenlik politikalarını yaşam
tarzımız haline getirmek zorunda olduğumuzu farkına varmalıyız. Bu saldırıya
karşı kendimizi eğitim ile koruyabiliriz. Herkes bu konuda eğitimli ve bilinçli
olursa güvenlik de artacaktır. Kendi bildiklerimiz ile etrafımızdakilerde farkındalık yaratırsak toplum olarak güvenlik konusunda amacımıza ulaşmış oluruz.
Bu politikalar için öncelikle kuruluşun olası bir sosyal mühendislik saldırısı durumunda ne yapacağını ve ne sonuçlar doğuracağını tecrübe edebilmek için sızma testleri gerçekleştirilmelidir. Bu şekilde test sonrası verilecek rapor ile harekete geçilmesi gerekmektedir. Olası riskler belirlendikten sonra ise personel eğitimleri düzenlenmeli ve bilinçlenme sağlanmalıdır. Aşağıda sosyal mühendislik ve olası herhangi bir siber saldırıya karşı almanız gereken genel kurallar verilmiştir.
- Kişinin kendi ve çalışanlarında siber güvenliğe dair öz farkındalık oluşturulmalıdır.
- Kişiler önemli bir sonuç doğurabilecek konularda karar vermeden önce yavaşlayıp düşünme alışkanlığı edinmelidir. Çünkü saldırganların istediği düşünmeden acele hareket etme eylemidir.
- Öğrenmeye ilham verecek çalışma ortamı oluşturularak çalışanlara siber güvenlik konusunda eğitimler verilmeli ve teşvik edilmelidir.
- E-posta spam filtreleri yüksek derecede tutulmalıdır. Bu şekilde sosyal mühendislik için yollanan e-postalar spam kutusuna düşerek bir nevi engellenmektedir.
- Kişisel bilgilerimizi isteyen bir mesajın yanıtlanması istenirse kesinlikle yanıtlanmamalıdır. Ayrıca güvenilir olmayan kaynaktan gelen e-postalara kesinlikle tıklanmamalıdır.
- Kişide sosyal mecra güvenliği algısı oluşturulmalıdır. Çünkü sosyal mecra en çok bilgi paylaşıp en savunmasız olduğumuz yerdir.
- Kişisel bilgilerimizin adlarını (anne-baba, evcil hayvan, ilkokul vb.) paylaşmaktan kaçınılmalıdır.
- Kişiler gerçek e-posta ile sahtesi arasındaki farkı anlayabilmek için bilinçlendirilmelidir. Örneğin e-postayı gönderenin e-posta adresi, tarafından gönderdiğini iddia ettiği firmanın alan adı ile uyuşmuyorsa bu e-posta sahtedir. Veya e-posta sizlere gereksiz bir şekilde bir ödül vadediyorsa (dikkat çekici bir hediye olabilir) tuzağa düşürülmek isteniyor olabilirsiniz.
- Hesaplarımızın çalınma ihtimaline karşı bir katman daha güvenlik almak için olabilecek tüm hesaplarda çok faktörlü kimlik doğrulama kullanılmalıdır. Ve kesinlikle tüm hesaplarımızın parolaları birbirinden farklı ve karmaşık olmalıdır.
- Cihazlarınızdaki güvenlik duvarı, anti virüs yazılımları güncel tutulmalıdır.
- Sahte olduğu anlaşılan bir e-postaya cevap bile verilmemesi gerekmektedir. Bu şekilde gerçek olmadığınızı düşünerek size başka yollarla da ulaşmak için çabalamazlar.
- Hiçbir cihazı halka açık alanlarda şifresiz, tedbirsiz bırakılmaması gerekmektedir. Mutlaka kitlenmeli ve güvence altına alınmalıdır.
- İnternet üzerinden kurulan arkadaşlıklarda verilen bilgilere ve manipüle edilmemeye dikkat edilmelidir.
Sosyal mühendislik saldırılarında oldukça fazla manipüle etme teknikleri
bulunmaktadır. Bireysel ve kurumsal kullanıcılar açısından sosyal
mühendislik saldırıları oldukça tehlikeli olduğu için en azından herkes sosyal
mühendislik saldırı türlerini okuyarak nerelerden kandırılabilecekleri
hakkında fikir sahibi olmaları gerekmektedir.
Aşağıda bu saldırı türlerinden en çok karşılaşılanlarına örnekler verilmiştir.
1. Yemleme (Baiting)
Baiting, hem fiziksel hem sanal bir saldırı türüdür. Saldırganlar kurbanı bir ürünün cazibesiyle mantıklarını devre dışı bırakıp güvensiz bir eylem yapmaya iterler. Örneğin bir kafede kurbana yakın bir konuma üzerinde “Şifrelerim” yazan fakat içinde kötü amaçlı bir yazılım yerleştirdiğimiz CD bırakmak gibi. Bu şekilde CD’yi bilgisayarına takan kurban için iş işten geçmiş olur.
2. Oltalama (Phishing)
Phishing saldırılarında, saldırganlar genellikle kurbanın aşina olduğu güvenilir bir kaynaktan (Google, Instagram, Youtube vb.) iletişim sağlıyormuş gibi davranarak gerçekliği taklit ederler. Bu saldırı türü çoğunlukla e-posta ile gerçekleşmekte olup genellikle kurbandan finansal, kişisel ve oturum bilgilerini paylaşması üzerine kuruludur. Her zaman kullandığınız ve güvendiğiniz bir sosyal mecranın orijinal ismine çok benzer bir alan adı ile sizlere e-posta atarak oturum bilgilerinizi ele geçirmesi phishing saldırılarına bir örnektir.
3. Korkutma (Scareware)
Scareware saldırı türünde, saldırganların asıl amacı hayali tehlikeler ile kurbanı korkutup bu korku hissinden yararlanarak aslında yapmaması gereken şeyleri yapmasını sağlamaktır. Örneğin bir kurban cihazında virüs olduğuna inandırılırsa belli bir miktar ödeme yaparak bu virüsün kaldırılabileceğine de inandırılabilir bu şekilde ödeme bilgileri ele geçirilebilir veyahut bilgisayarına bu virüsten kurtulması için kuracağı anti virüs görünümlü bir program yerine kötücül bir yazılım yüklenebilir.
4. Sahne Senaryo Uydurmak (Pretexting)
Pretexting, kurban üzerinde gözlem yapıp sahte senaryolar oluşturarak iletişim kurmak üzerine kurulu bir saldırı türüdür. Çoğunlukla telefon üzerinden ya da birebir iletişim ile gerçekleştirilir. Saldırgan kurban hakkında bilgi topladıktan sonra bu bilgilere uygun bir senaryo oluşturur ve kurbanla iletişimde kalarak güven duygusu oluşturulur. En sonunda bu güven duygusu üzerine kurulmuş ilişkide öğrenilmek istenen bilgiler kurbandan alınmış olur.
5. Hedefli Oltalama (Spear Phishing)
Spear phishing saldırı türünde saldırganlar hedef odaklı çalışmaktadırlar. Burada hedef bir kişi olabilmekte ya da bir kurumun tüm çalışanları da olabilmektedir. Saldırgan bu saldırıda kurbanları hakkında bilgi (genellikle sosyal medyadan) toplamaktadır. Yeterli bilgiye ulaştıktan sonra kurban için tanıdık, güvenilir gözükecek bir e-posta atılmaktadır. Ve bu yollarla kişisel bilgiler ele geçirilmektedir. Spear phishing saldırıları oldukça fazla kullanılan ve başarı oranı yüksek bir saldırı çeşididir.
6. Yakın Takip (Tailgating)
Tailgating, güvenli ve halka açık olmayan bir alana erişebilmek için yapılan fiziksel bir saldırı türüdür. Bu saldırılar genellikle firmanın bir çalışanı taklit edilerek ve olabildiğince rahat olup o ortama aitmiş hissiyatı yaratılarak yapılmaktadır. Örneğin sunucu odasına girmeye çalışan bir saldırgan, elleri dolu bir şekilde oranın çalışanıymış gibi davranıp odaya giren yetkili birinin hemen arkasından yürüyebilir. Kapıyı açıp içeri girmeye çalışan yetkili kişiye, kartını masada unuttuğunu söyleyip hemen ardından odaya girerek ise gerçekte yapmak istediğine ulaşabilmektedir. Bu yüzden kurumlarda yetki gerektiren odalara girilirken mutlaka kimlik olması yükümlülüğü konusunda çalışanlar uyarılmalıdır.
7. Kimliğe Bürünme (Impersonating)
Impersonating saldırılarında saldırgan kurbandan bilgi alabilmek için, kurbanın tanıdığı veya kurbandan herhangi bir talepte bulunabilecek yetkili bir kişi gibi davranmaktadır. Burada saldırganın taklit ettiği kişi firmanın yetkili bir yöneticisi, polis gibi kişiler olabilmektedir. Bu şekilde kurban denileni yapma eğilimini göstermeye bir nevi zorlanır.
8. Quid Pro Quo
Quid pro quo saldırı türünde saldırganlar, bir şey karşılığında bir şey
sunarlar. Bu saldırıda saldırgan erişim izni karşılığında kurbana bir hizmet
teklif eder. Mesela bir deney yaptığını söyleyerek oturum bilgileri
karşılığında bir hediye çeki teklif eder. Sadece firmalar için değil günlük
hayatımızda da karşımıza oldukça fazla çıkan bir saldırı türüdür fakat fark edilmesi
diğer türlere göre daha yüksektir.
23 Eylül 2020 Çarşamba
Çerezler Gerçekten Ne Kadar Tehlikeli ?
SameSite Cookie’den bahsetmeden önce daha iyi anlaşılması için HTTP protokolü ve cookie’nin ne olduğundan kısaca bahsedebiliriz. HTTP protokolü, web üzerindeki uygulamalar ile iletişim kurmamızı sağlayan protokoldür ve çalışma mantığı basittir. HTTP protokolü stateless (durum bilgisini tutmayan) bir protokoldür bu yüzden de bazı işlemler yaparken: örneğin, bir siteye giriş işlemi gerçekleştirdikten sonra sayfayı yenilediğimizde web sitesi bizi tanımayacaktır. Bunu önlemek içinde cookie’ler geliştirilmiştir. Bir sitede gezinirken giden isteğin header kısmında “Set-Cookie” olarak tanımlanan bu parametre siteye ulaşmaya çalışıldığında karşı tarafa gönderilir ve bu sayede site tarafından tanınmış oluruz.
Tarayıcılara eklenen SameSite Cookie özelliği de cookie’lerin 3. taraflardan kaynaklanan istekler ile bizim domainimiz dışındaki başka bir domaine ait istekler ile gönderilip gönderilmeyeceğini belirlemek için kullanılmaktadır.
SameSite Cookie özelliği strict, lax ve none olmak üzere 3 şekilde set edilebilmektedir;
• Strict: SameSite Cookie özelliğinin strict olarak tanımlanması, farklı bir site üzerinden yapılan istekte cookie’lerin gönderilmeyeceğini belirtmektedir.
• None: SameSite Cookie none olarak tanımlanırsa, tüm bağlantılar tarafından cookie’lerin gönderileceği anlamına gelmektedir.
• Lax: SameSite Cookie’nin lax olarak tanımlanmasında ise diğer sayfalar yani 3.taraflar tarafından yapılan GET isteklerinde cookie’ler gönderilmektedir fakat kritik istekler olan POST, PUT, DELETE gibi kritik isteklerde cookie gönderilmesine izin verilmemektedir.
Daha iyi açıklamak için şöyle bir örnek verebiliriz. deneme.com/index.html adında bir sayfa oluşturulup, içeriğine <img src=google.com/samesite.png> şeklinde bir resim tag’i eklenilsin. Bu siteye URL üzerinden deneme.com/index.html yazarak gidilirse ve SameSite Cookie none olarak tanımlanmışsa cookie’ye istek gönderilecektir. Cookie, lax veya strict olarak tanımlanmış ise cookie iletimi olmayacaktır. Fakat URL kısmına google.com/samesite.png yazılırsa bu sefer lax olarak set edilen cookie de gönderilecektir. Bunun sebebi ise img tag’i GET isteği yollamaktadır fakat bu GET isteği URL üzerinde bir değişiklik yaratmadığı için cookie gönderilmektedir.
Bu kısımda görüldüğü gibi SameSite Cookie’yi strict olarak tanımlanırsa hiçbir zaman cookie gönderilmeyecektir ve cookie iletimi güvenli olacaktır. Fakat bu da bazı sorunları beraberinde getirmektedir.
Header üzerinde örnek bir cookie tanımı yapılması;
“Set-Cookie: aspCookie=deneme; SameSite=Lax;”
Header üzerinde yukarıdaki şekilde SameSite Cookie tanımlanabilmektedir.
SameSite Cookie’nin çıkmasının sebebi CSRF’in (Cross Site Request Forgery, siteler arası istek sahteciliği) önüne geçmektedir. Örnek olarak; satınal.com tarzında bir siteye giriş yapıldığında, giriş yapan kullanıcıya bir cookie tanımlanmaktadır. Sonrasında bu kullanıcı farklı bir sekmede zararlı.com’a giriş yaparken bu site satınal.com üzerinden yeni parola tanımlama işlemi için istek atabilmektedir. SameSite Cookie özelliği ise burada devreye girmektedir. Yapılan istek için cookie gönderilmeyeceğinden parola değiştirme işlemi de gerçekleşmeyecektir.
Peki neden tüm SameSite Cookieler strict ile set edilmemektedir? Aslında bu noktada bankalar gibi önemli veri saklayan ve diğer siteler ile iletişim kurma gereksinimi olmayan yerlerde strict kullanılabilmektedir. Fakat Twitter gibi bir site strict ile set edildiğinde bazı problemler ortaya çıkmaktadır. Örneğin bir kullanıcı blog.btyon.com.tr üzerinden okuduğu bir yazıyı çok beğenip bunu Twitter üzerinden paylaşmak isteyebilmektedir. Fakat kullanıcı bu yazıyı paylaş butonuna bastığı zaman tekrardan Twitter’a giriş yapması gerekir. Bu durumun önüne geçmek adına SameSite Cookie lax olarak tanımlanmaktadır. Bu durum bir siteye Twitter ile giriş yapılmak istendiğinde de geçerlidir.
Kısaca SameSite Cookie sayesinde CSRF zafiyeti olabildiğince az seviyeye indirilmekte ve cookie’ler güvenli bir şekilde gönderilmektedir.